1 Temmuz 2015 Çarşamba

Sanatın Her Alanından Çıkan Adam:Zülfü Livaneli

        Zülfü Livaneli'yi annemin gençliğinden kalan kasetlerinden duydum ilk.Kasetleri çaldığımda gerçekten çok etkilenmiştim.Sadece sesi değil aynı zamanda müzikle harmanlanmış kelimeler müthiş bir nizam içindeydi benim için.Sabahattin Ali'nin Ses adlı kitabındaki türküden Leylim Ley'i ve Nazim Hikmet'in Karlı Kayın Ormanı adlı hasret şiirini bestelemesi bu adamı benim için daha ilgi çekici hale getirmişti. Daha sonra onu Veda adlı filmle duydum.Yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı film Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan ve bana göre bu tür film içinde bir numara olanlardan .Neredeyse sanatın her alanından çıkan bu gizemli adam için ister istemez büyük bir sempati beslemiştim.Sıra kitaplarına gelmişti ama bir türlü nasip olmamıştı okumak.Aklımda bir yerde gizli olarak tutuyordum bu sözü kendime bir gün kesinlikle okumalıyım diye. İstanbul uçağına az bir vakit kalmıştı ben de çanta toplama telaşındaydım.Bir anda kardeşimin kitapları arasında Livaneli yazısı dikkatimi çekti.O gün bu gündü anlaşılan.Hangi kitabı olduğuna bakmadan attım valize.Kalkışı beklerken geçen süre benim için okumayla doldurulan değerli bir vakit.Ben de o vakti değerlendirecektim bu kitapla.Orada kitabın isminin Kardeşimin Hikayesi olduğunu fark ettim ve okumaya başladım.Benim için kısa sayılabilecek bir süre de kitabı bitirdim ki ben gerçekten çok yavaş okuyan ve başladığım kitaplardan çabuk sıkılan biriyim.Kitabın dili gerçekten çok iyi ve psikolojik roman sevenler için eşsiz bir kitap.Kesinlikle okunmalı özellikle de  okuduğu kitaptan büyük bir etki isteyenler için bire bir.Şuaralar da diğer bir kitabı Serenad'ı okuyorum.Kitabın yarsına geldim ve acaba bir kitaplık mıydı bu adama sempatim sorusu ortadan kalktı.Serenad da çok iyi ve her ne kadar konuları aynı olmasa da Kardeşimin Hikayesinden aldığım hazzı bu kitaptan da alabiliyorum.Eğer okursanız göreceksiniz ki  kitapları size büyük bir genel kültür de kazandıracak.Sadece aşk ve ya acı değil kitapların konusu.Her iki kitapta gerek yakın tarih gerek daha eski zamanlar için büyük bir bilgi birikimine sahip ve bu kitapların girişlerinde okuduğum Livaneli'nin kısa öz geçmişi benim duygularımı hayranlık düzeyine çıkardı.


Romanları 30 dilde yayımlanan Livaneli Stockholm'de felsefe ve müzik eğitimi görmüş.Harvard ve Princeton gibi saygın üniversitelerde konferans ve dersler vermiş(en etkileyici olanı bu bence).30'dan fazla ulusal ve uluslararası ödüle sahip.Müzik eserleri Londra ,Moskova, Berlin, Atina, İzmir Senfoni orkestraları tarafından icra edilmiş ve kitapları Türkiye dışında Çin Halk Cumhuriyeti, İspanya, Kore ve Almanya'da da çok satanlar arasına girmiş.Bu nedenle de çeşitli sanat ödüllerine layık görülmüş.2002-2006 yılları arasında  da  TBMM'de ve Avrupa Konseyi'nde milletvekilliği yapmış.Bütün bunlar sadece bir öz geçmiş özeti yani düşünün kendisinin Dünya çapında gördüğü değeri.Benim de aklıma hemen hemen sanatın her alanında ismi olan bu adam için kısa bir yazı yazmak geldi.Çoğu sanatçımızda olduğu gibi yeteri değeri görmeyen bir kişi bence.Benim yazımın etkisi ne olur bilmem ama kesinlikle değer verilmesi gereken bir kişi.En azından pop şarkıcılarına (sanatçı demeyi tercih etmiyorum) gösterilen abartı değerden daha fazlasını hakkeden biri.Bu değeri bir bestesini dinleyerek ya da bir kitabına başlayarak verebilirsiniz.Batı hayranlığı yerine gözümüzün önündeki değerleri kaçırıyoruz bence.Daha ayrıntılı bilgi isteyenler  kişisel sitesi olan http://www.livaneli.gen.tr yi kullanabilirler.

Not:Gerek derslerden gereği gerekse kişisel sorunlardan dolayı çok uzun süredir yeni olan bloguma yazmıyordum.Yakın zamanda sevdiğim bir arkadaşım bloguna rastladım ondan esinlenerek tekrar yazmaya kadar verdim.Bir sonraki yazı için ne kadar ara veririm bilmem ama şimdilik görüşmek üzere =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder